Gönül
3 min readNov 2, 2016

--

BİZİ ZORLAYAN ANILARI SİLEBİLİR MİYİZ?

Şu kafamdaki kötü sahneyi bir atabilsem hayatıma devam edeceğim ama olmuyor ki… O an aklıma geldikçe dikkatimi dağıtmaya çalıştım, spor yaptım, yeni anılar eklemeye çalıştım ama hiçbiri işe yaramıyor. Ne görüntüyü unutuyorum, ne de diğer hisleri… Var mıdır bir yöntemi? Yoktur canım, nasıl olsun zaten! Bilgisayar mıyız biz, tek tuşla silelim her şeyi!

Vardır bir yöntemi! Birçoğumuz kendimize göre ağır travmalar geçirmişizdir. Travma dediğimiz şeyin mutlaka rasyonel bir sonucu olması gerekmez. Zihnimizde kötü bitmiştir, hayali bile kötüdür bazı sonların. Ya da bir göçük altında kalmak zorunda değiliz, sevdiğimiz birinin ölümünü görmeye gerek yok travma diyebilmek için. En azından EMDR tedavisini uygulamak için bunlara ihtiyacımız yok. “Acı anı” dediğimizde aklımıza ilk gelen görüntü neyse bununla başlarız çalışmaya. Çalıştıkça çocukluğa gider beyniniz. Çocukluktan da geçeriz, “padavana anı” dediğimiz unuttuğumuz anıların saklandığı yere varırız. Burada bazı hisler, görüntüler, düşünceler vardır. “Yani hocam, çok küçüğüm 8 aylık falanım yani. Bir görüntü var gözümün önünde ama gerçekten yaşandı mı bilmiyorum. Yok canım hayalidir bu, nasıl hatırlar insan!” cümlesiyle başlar, “Hocam, kafamın içi konuşuyor.” cümlesine geliriz.

Peki nedir EMDR?

EMDR, Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır. Beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Daha basit bir dille anlatacak olursam, EMDR’a göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları (örn: Ben aptalım!), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, semptomları, bugünkü dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir. EMDR terapisi ile semptomlar ortadan kalkar. Ayrıca, yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlar.

Yok ben anlamadım, olur mu canım öyle şey?

Bizim duygusal yaşantılarımız sağ beyinde depolanır. Olayların acı tarafını, ajite olduğumuzda vücudumuzda duyduğumuz ağrıları bize sağ beyin yaptırıyor. Sol beyin ise olayları mantık çerçevesinde çözmemiş, kararlar almamız ve olaylara daha soğukkanlı bakmamız konusunda bize destek. Hani kalbim başka söylüyor, beynim başka dersiniz ya… Bugünden sonra onu, sağ beynim başka söylüyor, sol beynim başka olarak değiştiriyoruz! EMDR seansı esnasında danışana çift yönlü uyarım vererek danışanın sağ beynindeki acı bilgileri sol tarafa atması sağlanıyor ve yıllar geçmiş olsa bile hala dün gibi hatırladığınız görüntü silikleşmeye başlıyor ya da siyah beyaz bir fotoğraf karesi haline dönüyor. Yani canlılığını ve değerini yitiriyor.

Şöyle bir okuduğunuzda “acı anıları silmek” iddaalı bir laftır, kabul! Ancak bu psikoterapi yaklaşamı öyle bir yayılmış durumda ki Dünya Sağlık Teşkilatı, Amerikan Psikiyatri Birliği, Amerika Savaş Gazileri Bakanlığı, Amerika Savunma Bakanlığı, Uluslararası Travmatik Stres Çalışmaları Birliği gibi birçok kuruluş EMDR’yi desteklemekte ve birçok EMDR terapisti yetişmektedir.

Hafızanızda keyifli anıları yaşatmanız dileğiyle!

--

--